Atık sektörüne gereken ilgi gösterilmelidir..
Yenilenebilir enerji sektörünün önemli alanlarından biri olan biyogaz kaynaklarından elektrik üretimi konusu Türkiye’de son zamanlarda ivme kazanmaya başladı. Son olarak 28-29 Nisan 2015 Tarihinde Tarım Bakanlığının düzenlediği ‘’ Tarım Havzalarında Sıfır Enerji Açığı, Sıfır atık ve Enerji Verimliliği Çalıştayı bu ivmenin süratini belirlemiş oldu.
Çeşitliliği belirtilmiş Tüm Yenilenebilir Enerji Kaynaklarından proje geliştirilmesi, geliştirilen bu projelere Finansal teşvikler yaratılması, tesislerin kurulabilmesi için yeterli bilgi düzeyinin olgunlaşması ve bürokrasiye uygun hale gelebilmesi için Kanun ve Mevzuatların oluşturulması gerçekten ciddi zaman almaktadır.
2000 senelerinde mevzuat sız başlayan Rüzgâr Yatırımları,1 Kasım 2007’de bürokrasiye teslim edilmiş ve 2013 den sonra yatırıma dönüşmeye başlamış, sonrada Tüm resmi kurumların paydaşlığında rayına oturmuş devam etmektedir. Sorun yok mudur? Vardır? Soranlara en az 1 ay susmaksızın anlatabilirim…
2008 yıllarında yükselen değerimiz solar santral yatırımları oldu. Ülkenin konuşulabilecek tüm salonlarında solar EPC uzmanlar, yerli panel üreticileri, havada uçuşan palavralar, yatırımcılar ve gereksizler… Sonuç hala 600 Mwp gibi mini gücü yüksek bedelli ihale sonuçlarıyla paylaştırıyoruz. Herkes şaşkın, Tek soru şu ‘’ Bu ihaleleri alan Şirketlerin bir bildiği var ! Bizim bilmediğimiz bir şey var kesin ‘’
Ve sonrası Meşhur Lisansız Elektrik Üretimi. Yine yanlış anladık. Bir Ampul tüketimine 1 MW Üretim tesisi kurmak için atladık. Allah sonlarını iyi etsin. Yorum bile yapmak istemem.
Doğrusu, gerçekten Elektrik tüketen firmaların bulundukları Dağıtım firması bölgesinde dataları uygun Yenilenebilir Enerji kaynağı ile Elektrik üretmesi… Oldukça iyi bir durum…
Konumuz; Biokütle Kaynaklarından Elektrik Üretimi. Ben bu tesislere atık bertaraf eden tesis gözüyle bakıyorum.
Son derece olumlu bir yatırım. Çevreye zarar veren Atıkları yok ederken Enerji üretiyorsunuz. Sonrasında Elektrik, ısı ve Organik Gübre…
Fakat unutulmamalı ki, Geçmiş senelerde yapılan bazı iyi niyetli girişimler, doğru planlama ve tespit yapılmadığından başarısız olmuş, Bu başarısızlık ise, hem devlet kademesinde hem de yatırımcı tarafında isteksizlik oluşturmuştur.
Haydi yapalım…
Yahu nasıl bir mevzuat tahmin edemezsiniz? Dağıtım Firması alem, Çevre İl bir başka alem, Tarım İl bir başka…Şaşkınlık diz boyu .
Bu sefer karşımızda Bürokrasi, Yerel yönetimler. Sonuç ; ‘’ bıkkın, Biyogaz Yatırımcısı ‘’ Zira bir Biyogaz tesisi yatırımında ki destek ile kösteği tarif etmenin başka bir yolu yok.
Çevre atıkları bol miktarda, Çiftlik gübresi, yumurta tavuğu gübresi, mezbaha atıkları, süt işleme tesisi atıkları, gıda işleme tesisleri atıkları. Arıtma çamurları, sera atıkları, çöp depolama sahaları.
Dünya da Biyogaz tesisi olarak bilinen sistemler, Bizde “ara mamul üreten bir atık bertaraf tesisi” veya ‘’Sanayii tesisi ‘’tanımına girdi. Çevre atıklarını bertaraf eden çevreci bir projeye engel üstüne engel. Haydi yapalım noktasında , anormal yapılaşmış imarlaşmış ve üstü kapanmış konular ortaya çıkınca da ceza üstüne ceza ki birde geçmişe dönük .
Sonrasında Tesis ’den ürettiğiniz toprak iyileştirici olan Tesis çıktısının ne olduğu konusunda Tarım Bakanlığı hala bir tanım bulamadı? İlginç değil mi? Tarım Bakanlığı ve Çevre Bakanlığı arasında gidip gelin. Siz Çevrenizdeki tüm atıkları toplayın. Bertaraf edin. Çıktı Analizleri ve Bakteri analizleri yapın. Sonra Çevre Bakanlığı gelip size ceza kessin. Bu nedir?
Her şeyden önce üç bakanlığın ortak çalışma yapması gerekmektedir. Tarım, enerji ve çevre bakanlıklarının ortak sorunu olan atık ve enerji master planı yapılmalı bölgesel stratejiler oluşturulmalıdır. Büyük ve küçük biyogaz sistemleri için ayrı yenilenebilir enerji kaynakları fiyatlandırması yapılması gerekir. Çevremizi korumak adına biyogaz yatırımı cazip hale getirilmelidir.
Kalkınma ajansları, tarım bakanlığı ve ipard programları vasıtasıyla, son iki senedir atık ve yenilenebilir enerji projelerine hibe desteği verilmektedir. Birçok firma hibe bürokrasisinin çok fazla olmasından dolayı hibelerden yararlanamamaktadır. Ayrıca, hibe dışında kalan parayı bulmaları çok zor olmaktadır. İstenilen teminatları daha önceden tesis kurma ve yem maddesi alabilmek için verilen ipotekler nedeniyle sağlayamamaktadırlar.
Biyogaz tesislerini sadece elektrik üretebilen tesisler olarak görmek işin aslını tam görememektir. Biokütle enerji sektörü dünyada yenilenebilir enerji sektörünün lokomotifi olmuştur ve olacaktır. İthalat gereksinimi olmayan bir sektördür. Girdisinden çıktısına kadar birçok faydası vardır.
Bu faydaları sırasıyla anlatmamız gerekirse, şunları söyleyebilirim:
1-Çevreye zarar veren tüm atıklar toplanarak kirlilik azaltılacak. Taşıma sektörü canlanacak ve kayıt altına alınacak ve binlerce istihdam sağlanacak.
2- Yer altı sularının kirlenmesi önlenecek, zararlı uçucuların üreme alanları azalacak ve dolayısıyla bunlarla yapılacak mücadelede kullanılan zehirli kimyasallar azalacak.
3- Enerji elektrik ve ısı olarak sisteme katılacak. İthalat rakamı düşecek ve cari açık azalacak.
4- Biyogaz tesislerinde fermente edilen organik atıklar fermente gübreye dönüşecek, tarım arazilerinin organik madde oranları ve tarımsal verimi artacak. Bu gübrede tohum yabancı tohumlar parçalandığı için, yabancı ot mücadelesi azalacak, kimyasal kullanım düşecek, nitrat parçalanacak ve yer altı sularına zarar vermeyecek. Sıvı gübre halinde toprağa döküldüğü için tarlaların yer altı suyu kullanma oranları azalacak.
5-Tesislerde makine, elektrik, ziraat ve çevre mühendisi kullanımı artacak ve genç nüfus büyük şehirlerde perişan olmaktan kurtarılıp, köylerde ve kasabalarda iş bulabilecekler.
6-Atıkların toplanmalarından ve üretim sonu ortaya çıkan birçok ürünün satılmasından dolayı, devlet çok büyük oranda gelir vergisi, kurumlar vergisi, KDV ve sigorta primi tahsili imkânı bulacak ve kayıtlı ekonomi büyüyecek.
7-Biyogazın yanı sıra broiler atıkları, şehir çöpleri, tıbbi atıklar, tarımsal atıklar, sera atıkları, otel atıkları, kâğıt fabrikası atıkları gibi birçok atık ise gazlaştırma yöntemi ile ortadan kaldırılabilecek ve bu işlemden elektrik, ısı, biyochar ve kül çıkacak. Biyochar toprak düzenleyici olarak kullanılacak. Kül ise, asfalta katkı maddesi olarak petrol türevlerinin kullanımı azaltacak. Atık toplama sahalarına vahşi depolama azalacak ve birçok değerli hammadde ekonomiye geri dönecek.
8-Doğaya metan atımı sıfırlanacak ve Türkiye karbon piyasalarından büyük gelirler elde etme imkânı bulacak.
9-Yerli teknoloji zamanla gelişecek ve Türkiye de istihdama büyük katkılar sağlayacak. Cari açığı azaltmak için büyük katkı sağlayacak.
Şimdi olaya bir başka cepheden bakalım;
Biyogaz tesislerinin kurulması ve işletilmesi konusunda en önemli engel, atık güvenliğinin sağlanmasıdır. Birçok atık sahibi ellerindeki malı çok değerli zannetmekte ve bunları öylece vererek büyük gelirler elde edebileceklerini zannetmektedirler. Birçoğu ise, bu atıklardan kurtulmak için üstüne para verdiği halde, tesis kuracak kişiler kendilerine geldiğinde üstüne para istemektedirler. Yatırım yapacak kişiler ise, sözleşme yapsalar ve cezai şartlar koysalar bile atık vermeyenin çiftliğinden zorla atığı alamayacakları için ve hukuk davalarının senelerce sürmesinden dolayı bu işten vazgeçmektedir. Birçok sektörde atıklar için kural koyulmuş olmasına rağmen, popülist politikalar yüzünden hayvancılık ve organik atık sektöründe kurallar ve cezalar olduğu halde uygulanmamaktadır. Uygulansa bile, bu kişilerin bu cezaları ödeyecek güçleri zaten mevcut değildir. Atıklar ulu orta çevreye atıldıkları halde kimse hesap sormaz iken siz atık tesisi kuracağım dediğinizde karşınıza, ÇED denilen ve binlerce engel çıkaran bir yapı ortaya çıkıyor. Şimdi de karşımıza iki yerli kartel çıkmaktadır: Bölgesel elektrik ve doğalgaz dağıtım kartelleri. Özellikle, bölgesel elektrik dağıtım firmaları, Yenilenebilir Enerji Kaynakları Kanunu gereği yüksek fiyattan bu elektriği almamak için birçok zorluk çıkarmakta ve özellikle lisanssız elektrik üretmek isteyen kişileri bıktırmaktadırlar. Enerji Bakanlığı, bu konuya el atarak tesislerin şartlara uygun yapıldığını onaylayarak inisiyatifi dağıtım şirketlerine bırakmamalıdır. Bölgesel üretilen elektrik iletişim hattı kayıplarını azaltacağından, enerji verimliliği açısından çok önemlidir.
En önemli faydası pislik içinde çiftlikler, köyler ve kasabalar azalır. Çevredeki hayvansal atık kokuları azalır. Birçok zararlı uçucular ve kemiriciler azalır. Metan gazı azalır. Isı ve elektrik üretimine katkısı dolayısıyla, hava kirliliği azalır. Temiz, yaşanabilir ve gelir getirici ortam sağlandığında, çocuklar babalarının tesislerini devam ettirmek için çaba sarf edebilirler. Büyük şehirlerde sıkıntı çekmekten kurtulabilirler.
Biyogaz konusunda özel sektöre kesinlikle büyük pay düşüyor. Her şeyi devletin yapması alışkanlıklarından kurtulmak gerekir. Enerji Bakanlığı bu konuda, elinden gelen her şeyi yapmış durumda. İyi kötü bir YEK yasası var ve biokütleye en yüksek alım fiyatı verdi. Lisanssız elektrik üretimi için kanunu ve yönetmeliği çıkardı.10 sene alım garantisi verdi. Türkiye’de hangi sektörde 10 sene buyunca gelirinizi tahmin edebilirsiniz. KAYHAN KALELİOĞLU Haziran 2015